Son senelerde artan obezite sayılarıyla birlikte obezite cerrahisi sayılarında da ciddi bir artış gözleniyor. Bu artan obezite ameliyatları arasında en çok uygulanan operasyonların başında ise Tüp Mide operasyonu geliyor.

Tüp Mide operasyonu çok sık yapılan bir uygulama, peki hiç riski yok mu, tüp mide operasyonu tehlikeli değil mi? Tabiki tüm cerrahi müdalelerde olduğu gibi bu operasyonun da hem genel cerrahiye has hem de bu operasyona has olası riskleri bulunmaktadır.

Bu riskler erken ve uzun vade olarak başlıca ikiye ayrılabilir.

Erken vade riskler arasında en önemli riskler kanama ve kaçak riskleri.

-Kanama riski: Operasyon esnasında mide küçültülüyor ve bunun için stapler, yani halk dilinde zımba aleti kullanılıyor. Operasyon esnası ve bitiminde bu hatlar kontrol ediliyor ve genelde bu kontrollerde kanamadığından emin olduktan sonra operasyon sonlandırılıyor. Ancak operasyondan sonraki ilk saatler (ilk 24-36 saat) kılcal bir damarın kanaması durumunda, buna "kanama" adı verilir ve bu belli bir oranı geçer ve kendiliğinden durmaz ise tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Böylesi bir durumda olayın boyutuna göre beklenebilir veya durumun ciddiyetine göre hasta tekrar ameliyata alınabilir. Bu operasyondan sonra kanama ihtimali %1-2 civarı.

-Kaçak riski: Az önce bahsettiğimiz stapler, yani zımba hattında bir sorun, bir açıklık, bir kopukluk yaşandığında, bir sızma yaşandığında buna kaçak adı verilir. Kaçak riski %1 ve daha düşük yüzdelerde olsa bile geliştiğinde hastayı ciddi şekilde hasta edip, tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Kaçak olup olmadığı genelde operasyon esnasında kontrol edilir. Ancak bunun hiçbir önemi yoktur. Çünkü kaçakların ana sebebi dokudaki kanlanma ve oksijen sorunu. Dokuya oksijenin az gelmesinin başlıca sebebi ise zımba hatlarındaki zigzaglar olabiliyor. Dokuya oksijen az gidince doku yıpranır ve zımba hattında kaçağa yol açabilir. Bu da genelde 7-14 gün arasında meydana gelebilir. Bu yüzden Tüp Mide operasyonunda zımba hattına çok basınç yüklenmesin diye hastalara ilk 2 hafta sadece sıvı gıda verilir, diğer operasyonlarda kaçak riski daha düşük olduğu için ilk iki hafta pürelenmiş gıda verilebiliyor.

Uzun vade riskler arasında ise en önemli riskler midenin daralması, dönmesi veya tüp mide fıtıklaşması, safra kesesi taşı, reflü.

-Mide dönmesi veya twist: Midenin belli bir süreden sonra kendi ekseninde dönmesi, bu genelde birkaç ay, ilk 2-3 senelik sürede meydana gelebilir. Twistin en önemli sebeplerinden biri midenin ön ve arka yüzeyinin eşit yüzeyde olmaması. Bunun haricinde dokunun iyileşmesinden dolayı meydana gelen değişikliklerde buna sebebiyet verebilir. Mide dönmesi meydana geldiğinde hastanın gıda alımında sorunlar yaşanır. Hatta hasta sık sık kusabilir. Bunun da genelde çözümü revisyonel, yani çevrim operasyonu, Bu çevrim operasyonlarında Rny Gastrik Bypass Operasyonu genelde en sık tercih edilen yöntemdir.

-Mide daralması: Yukarıda bahsedilen mide dönmesinin etkilerinden biri de mide geçişinin daralması. Bunun haricinde ilk yapılışta mide çok dar bırakıldıysa zamanla dokunun iyileşmesi ile daha da dar bir hal alabilir ve gıdanın geçişinde ciddi sıkıntılar yaratabilir. Tüp mide darlığı durumunda darlığın midenin hangi bölümünde olduğu önemli. Darlık üst bölgelerde ise çaresi zor. Darlık alt bölgelerde ise, ki genelde öyle oluyor, rny gastrik bypass operasyonuna çevrilerek hasta dar bölgeden kurtulabilir.



-Tüp mide fıtıklaşması: Tüp mide yapıtının torak, yani kısmen göğüs kafesine doğru kaymasına verilen addır. Mide fıtığına yatkın olan kişilerde tüp mide sonrası fıtıklaşma meydana gelebiliyor. Bu yüzden operasyon öncesi mide fıtığı veya ciddi reflüsü olan kişilere tüp mide önerilmez.

-Reflü: Yapılan araştırmalara göre hastaların %30'unda görülebilen bir durum. Oluştuğunda oldukça rahatsız edici olmakla birlikte mide koruyucu ilaçlar gerektirebilir. Genelde operasyon öncesi reflüsü olanlarda meydana gelir ve bu yüzden operasyon öncesi bariz bir şekilde reflüsü olanaa Tüp Mide operasyonu önerilmez. Reflü çok ciddi boyutlarda ise revizyon operasyonu ile, yani başka operasyona çevrim ile duruma çözüm aranabilir.

-Safra kesesi taşı: Hastaların %10'unda 1-2 sene içinde görülebilen bir durum. Az sıvı tüketimi, kısa sürede yoğun kilo kaybı, genetik yatkınlıklar gibi etkileyen faktörler olabiliyor. Ultrason ile tespit edilip safra kesesi operasyonu gerektirebilir. Bu operasyon nispeten kolay bir operasyon olarak görülür.

Tabii bu komplikasyonların haricinde her tür operasyonda meydana gelebilecek komplikasyonları da sıralayabiliriz: kesi yeri fıtığı, yara enfeksiyonu, emboli (pıhtılaşma) gibi sıralayabiliriz. Özellikle emboli durumu çok çok nadir görülse de gerçekleştiğinde çok tehlikeli olabiliyor.

Tüp Mide Operasyonu İle Zayıflamak?

Tüp mide ameliyatı ile zayıflamak isteyen hastalarımıza ayrıca Gastrik Bypass operasyonunu da araştırmalarını tavsiye ediyor ve gerekli bilgilendirmeleri de yapıyoruz.

Tüp mide ameliyatı hakkında fiyat ve bilgi almak için lütfen randevu formumuzu doldurun.

Op.Dr. Fakı Akın Youtube Kanalımızdan obezite ve tüp mide ameliyatları hakkında bilgilendirici videolarımızı izleyebilirsiniz.

Youtube videoalarımız Türkçe, İngilizce, Hollandaca gibi birçok dilde de tercüme edilmektedir. Ayrıca Türkçe videolarımızda da alt yazı çalışması bulunmaktadır.

Yazar : Op.Dr. Fakı Akın